Atık yönetimi nedir? Neden önemlidir? Deprem bölgesindeki atıkların ortadan kaldırılması için ne yapılmalı ya da nasıl bir yol izlenmeli? Sürdürülebilir bir çevre için atık yönetiminin önemi nedir? gibi sorular bu yazıda cevaplanıyor… 

Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi 6 Şubat 2023 tarihinde 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki depremle sarsıldı. Afet sonrası birçok bina ya yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Bölgede önemli ölçüde enkaz ve moloz yığını mevcut. Ne yazık ki 50 bine yakın vatandaşımızı bu afette toprağa verdik. Hayatta kalan bölge sakinleri ise atıkların yarattığı kirliliğin yaratacağı sağlık sorunları riski ile karşı karşıya… Her ne kadar önemsiz gibi görünse de yaşadığımız bu büyük afet sonrası anlaşıldı ki halk sağlığını korumak için çöplerin bir biçimde dönüştürülmesi gerekmekte. Yani Güneydoğu başta olmak üzere olası deprem bölgeleri için acil eylem planı oluşturmak şart! ‘Aman işte çöp. Ne olacak ki?’ demeyin. Atık yönetimi ve planlaması, bilhassa deprem sonrası hayatta kalanlar için öncelikli konular arasında üst sıralarda yer alıyor. Peki atık yönetimi nedir? Neden önemlidir? Deprem bölgesindeki atıkların ortadan kaldırılması için ne yapılmalı ya da nasıl bir yol izlenmeli? Bu sorular etrafında atık yönetimine ilişkin tüm cevaplar bu yazıda etraflıca incelendi. Buyurun, keyifli okumalar…

Atık Yönetimi Nedir?

Atık Yönetimi, evsel, tıbbi, tehlikeli ve tehlikesiz atıkların minimum seviyeye indirilmesi, kaynağında ayrıştırılarak toplanması, depolanması, taşınması, geri kazanılması, bertarafı ve bu süreçlerin izleme merkezlerini kapsayan yönetim biçimidir. Küresel iklim krizi ile birlikte doğada kaybolmayan inorganik maddelerin çevreye verdiği zarar hususu giderek önem kazandı çünkü; atık yönetimi yayılan asbestin en alt düzeye çekilmesini sağlayarak bulaşıcı hastalıkların engellenmesinden tutunda, solunum yolunu hastalıklarına yol açan hava kirliliğini önlemede önemli rol oynuyor. Halihazırda şehirlerde hava kirliliği ile mücadele ederken deprem bölgesindeki şartlar, atık yönetimini zorunlu kılıyor. Doktorlar ve çevrebilim uzmanları Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çadırda kalan depremzedelerin sağlığını korumak için atık yönetim projelerinin derhal devreye sokulması konusunda yetkilileri göreve çağırıyor.

10 İl İçin Acil Çağrı!

Uzmanlara göre toplam moloz miktarının 50-130 milyon ton arasında olabileceği tahmin ediliyor. İstanbul Üniversitesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay  Şu ana kadar 100 bini aşkın binanın yıkık ve ağır hasarlı olduğunu ancak köylerdeki hasar tespit çalışmalarına dair bir bilginin yetersiz olduğunu söyledi.  Tolunay’a göre tespit edilen ağır hasarlı veya yıkık binalardan oluşabilecek hafriyat miktarı 40 milyon ton kadar olabilir.  Buna karşın; hasar tespit çalışmalarının tamamlanmasından sonra bu miktar artabiliyor.  Afetlerin niteliğine göre atık, enkaz ve hafriyatın değişebiliyor.  

Bölge Halkı Kanser Riski İle Karşı Karşıya

Asbest liflerinin gözle görülemeyecek kadar küçük olsa da etkisi tahminimizden daha büyük.  Halk Sağlığı Uzmanı  Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Alp Ake Serbest, deprem bölgesi başta olmak üzere tüm olası afetler için halkı uyarıyor. Asbest lifleri boyutuna göre uzun süre havada asılı kalabilir diyen Serbest’e göre parçacıklar uzak mesafeye ulaşma kapasitesiyle akciğerlere yapışabiliyor. Akciğerlere kalıcı olarak yerleşen asbest,  reaksiyonlara yol açıyor. Asbest, aynı zamanda kanser riskini tetikleyen önemli etmenlerden biri. 

5 Maddede Asbestten Koruyan Atık Yönetim Planı

Her ne kadar doğrudan zehirleyici olmasa da bu parçacıklar uzun dönemde (10-50 yıl) akciğer zarı kalınlaşması, nefes darlığı, öksürüğe yol açan kronik akciğer hastalığı, akciğer kanseri ve akciğer zarı kanserine davetiye çıkarabiliyor. Atık yönetimi de bu risklerin minimize edilmesinde önemli bir paya sahip. Bu nedenle atık yönetiminde küçük dokunuşlar hayat kurtarıyor. İşte beş maddede yapılması gereken düzenlemeler: 

1- Asbest içeren malzemelerin yeri belirlenmeli ve bir risk değerlendirmesi yapılmalı.

2- Yıkım ve Enkaz Kaldırma sırasında ıslak çalışılarak toz kalkması, asbestin havaya karışması ve asbest ile temas en aza indirilmeli.

3- Asbest içeren malzemeler ayrı bir yerde toplanıp güvenli bir şekilde bertaraf edilmeli ve kesinlikle yakılmamalı.

4- İşçiler toz maskesi, eldiven, gözlük, iş elbiseleri kullanmalı. Kirlenmiş ekipman ve elbiseler, temizlenemiyorlarsa, ASBEST içeren diğer malzemeler gibi bertaraf edilmeli.

5- Mesai sonrası işçilerin banyo yapması sağlanmalı. Yine işçiler Yemek yemeden, bir şey içmeden önce el ve yüzlerini mutlaka yıkamalı.

Createrra olarak sürdürülebilirlik alanında bilgiler paylaşmaya devam edeceğiz.