Uzun yıllardır üzerine çeşitli tartışmalar yapılan, olumlu ve olumsuz pek çok açıdan değerlendirilen GDO kavramını bu yazımızda incelemek istedik. Özellikle gıda ürünlerini kullanırken sıkça bahsi geçen ancak bunun dışında ilaç üretimi ve hastalık tedavisi gibi pek çok alanda da karşımıza çıkan GDO kavramı nedir, gelin birlikte inceleyelim.

Öncelikle kavramın tanımı ile başlayalım. GDO yani “Genetiği Değiştirilmiş Organizma”, genetik koda sahip herhangi bir canlının genetik kodunu taşıyan materyalinde biyoteknolojik yöntemler kullanılarak değişiklik yapılması olarak tanımlanabilir. GDO’lu ürün ve canlılar için aynı zamanda “transjenik” terimi de kullanılabiliyor. Her canlının genetik kodu nesiller boyunca çeşitli doğal koşullar neticesinde de değişebilir ancak GDO terimi bu değişimin insan eli ile yapıldığı durumları ifade eder. Bu yapay değişim bitkilerden bakterilere, hayvanlardan insanlara kadar her tür canlıda uygulanabilme potansiyeline sahip ancak bu alandaki çalışmalar taşıdıkları riskler ve etik kaygılar sebebiyle devletler tarafından sıkı düzenlemelere ve yasaklara tabi tutuluyor.

 

Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) Nasıl Yapılır? 

Tüm canlılar doğal yollarla zaman içinde değişebilen dinamik bir genetik koda sahip. Ancak insanlık çok eski zamanlardan bu yana bitki ve hayvanlar üzerinde çeşitli hibritleme yöntemleri kullanarak bu canlıların genetik kodlarında çeşitli değişikliklere yapay olarak etkide bulundu. Örneğin çeşitli hayvanların evcilleştirilmesi, coğrafi koşullara uyumlu ve dayanıklı bitki türlerinin üretilmesi gibi pek çok alanda insan eli kaynaklı değişimler oldu. Tarihsel ilerleme ve teknolojik gelişim ile beraber insanlık biyoloji alanındaki bilgi birikimini artırdı. Artan biyolojik birikim insanlara genetik değişimleri çok daha hızlı ve kesin yapılabilme imkanını sağladı. GDO günümüzde iki temel yöntem kullanılarak yapılmaktadır. Bunlar gen ekleme ve gen çıkarma yöntemleridir. Özellikle bitkiler ve bakteriler üzerinde faydalı görülen genlerin eklenmesi ve zararlı genlerin çıkarılması çeşitli türleri ıslah etmek için sıklıkla kullanılan iki yöntemdir. 

GDO Yapılma Sebepleri Nelerdir? 

Nüfusun artması ile birlikte artan gıda talebi, tarım alanında inovatif hamleler yapılmasını zorunlu kıldı. Tarımda verimliliğin artması için kullanılan çeşitli kimyasal ilaçlar toprağa ve çevreye zarar verdiği için daha fazla kullanılmasının önüne geçilmek istendi. Ancak artan gıda talebi sebebiyle de farklı çözümlere ihtiyaç duyuldu. GDO teknolojisi sayesinde tarımsal üretimi yapılan bazı bitkiler, tarım sürecinde sıkıntı yaratan böcek ve organizmalara dayanıklı hale getirildi. Böylelikle de zararlı kimyasal ilaç kullanımının önüne geçilmiş oldu. Tarım alanındaki kullanımın yanında bakteriler üzerinde yapılan genetik çalışmalar da olmuştur. Bunlar arasında en çok bilinen ve en meşhur olanı Coli bakterisi üzerindeki genetik değişimdir. Bu değişim sayesinde bakterinin insülin üretmesi sağlanmış ve şeker hastalığı ile mücadelede çok önemli bir adım atılmıştır. Bunların yanında bazı balık türlerinin daha hızlı büyümesi, süt veren hayvanların protein oranının ve veriminin artırılması gibi amaçlar da genetik değişime sebebiyet veren durumlar arasındadır.

Hangi Organizmaların Genetiği Değiştirilebilir? 

Bakterilerden, bitkilere, hayvanlardan insanlara kadar genetik koda sahip olan tüm organizmalarda genetik değişim uygulanabiliyor. Tabi ki bu değişimlerin yapılması değişimin yapılacağı organizma hakkındaki bilgi ve komplikasyonlara bağlı. Ayrıca genetik mühendisliği alanında çeşitli kısıtlamalar ve etik kaygılar sebebiyle de her canlı üzerinde keyfi genetik değişimler yapılamıyor. 

 

GDO Zararları ve Yararları Nelerdir? 

Buraya kadar GDO teknolojisinin tarihini, neden ve nasıl yapıldığını ve hangi canlılar üzerinde yapılabildiğini öğrendik. Peki bu teknolojinin doğaya, insanlara ve diğer tüm canlılara ne gibi faydaları ve zararları var, GDO’nun zararları ve insan sağlığına etkisi nedir?  İşte bu kısımda ise bu soruların cevaplarını arayacağız.

GDO teknolojisi insanlığa pek çok fayda sunduğu gibi kontrolsüz ve denetimsiz olması durumunda da çok ciddi tehlikelere yol açabilmektedir. Bu sebeple böylesine ciddi ve gelişmiş bir teknolojinin kullanımında denetim, şeffaflık ve sorumluluk ön planda olmalı. Ayrıca toplumsal bilinç ve farkındalığı artırmak üzere GDO sürecinin takibi ve şeffaflığı temin edilmelidir. 

GDO'nun Yararları 

GDO sayesinde pek çok tarım ürününden elde edilen verimi artırabiliyoruz. İstenilen bitki farklı sıcaklıklara, kuraklığa, zararlı böceklere ve organizmalara daha dayanıklı hale getirebilir; ayrıca bitkiden elde edilen ürün miktarını da artırabiliyoruz. Daha dayanıklı bitkiler üreterek tarımsal alanda kullanılan ilaçlara olan ihtiyacı da azaltıp çevreye daha duyarlı bir tarım imkanını da bizlere sunabiliyor. Bunların yanı sıra gıda ürünlerinin raf ömrünün artırılması, boyut ve şekillerinde modifikasyonlar yapılması gibi alanlarda da GDO teknolojisi kullanılmakta. Örneğin GDO’lu mısırlar çok daha kolay üretilip besin içerikleri de GDO’suz mısırlara göre daha yüksek değerlere sahip. Tarımsal üretime olan katkılarının dışında çeşitli bakteriler üzerindeki çalışmalar sayesinde de farklı ilaçların da üretimine imkan sunuyor.

 

GDO'nun Zararları 

GDO’lu ürünler her ne kadar önemli faydalara sahip olsa da çevreye, biyolojik çeşitliliğe, canlı sağlığına ve ekolojik dengeye karşı ciddi hasarlara da yol açabilme potansiyeline sahiptirler. Örneğin biyolojik çeşitlilik daha verimli ve homojen ürünler uğruna feda edilmemeli. Ayrıca bitkilerin zararlı organizmalara karşı dayanıklı olması için eklenen genler sebebiyle o bitkilerden beslenen yararlı böcekler ve organizmalar da zarar görmekte. Bunların yanında GDO’lu ürünlerin insan vücudunda kanserojen etkiler dahil çeşitli komplikasyonlara sebep olabildiğine dair çalışmalar bulunmakta. Alerjik insanlarda ciddi sağlık problemlerine sebep olabildikleri gibi, vücudumuzdaki hormon dengesini de etkilediği bilinmekte.


 

En Yaygın GDO'lu Ürünler Hangileridir? 

Dünyada GDO teknolojisi kullanılarak üretilen bitkilerin %99’unu soya, mısır, kolza ve pamuk oluşturuyor. Dünyada bu GDO’lu bitkilerin üretimi için de neredeyse Türkiye büyüklüğünde bir tarım arazisi kullanılmakta ve bu tarım arazilerin çok büyük çoğunluğu ABD, Brezilya, Arjantin, Kanada ve Çin’de bulunmaktadır. Bahsettiğimiz bu ürünlerin yanında farklı ülkelerde patates, domates, balkabağı, pirinç, buğday, ayçiçeği, yer fıstığı, balık ürünleri, muz, karpuz, kavun gibi pek çok üründe de GDO kullanılmakta veya kullanım için hazırlık aşamasındadır. 

 

Ürünün GDO'lu Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır? 

Günlük hayatımızda özellikle de gıda alımında dikkat etmemiz gereken konuların başında GDO’lu yiyecekler geliyor. Maalesef ki resmi kurumlar tarafından Türkiye’deki GDO’lu ürünler listesi gibi bir bilgilendirme hizmetine erişemiyoruz. Bu sebeple hangi ürünler GDO’lu veya hangileri GDO’suz demek zor. Ancak hangi ürünler üzerinde GDO kullanımının yaygın olduğunu, bunların hangilerinin satışına Türkiye’de izin verildiği ve GDO ürünleri anlama yolları gibi bilgilere ulaşırsak daha bilinçli bir alışveriş imkanına erişmiş oluruz. Örneğin fazla ışıltılı ve parlak, dış yüzeyi fazlasıyla pürüzsüz, boyut olarak çok daha büyük ve düzgün ve uzun süre bozulmadan durabilen meyve ve sebzeleri alırken bir kez daha düşünmekte fayda var. Ayrıca meyve ve sebze alımında mevsimsel ürünleri tercih etmek de bizi GDO’lu ürünlerden uzak tutabilecek en önemli adımlardan biri. 

 

GDO'nun Hayvanlar Üzerindeki Etkileri

İnsan faydasını artırmak için pek çok hayvan üzerinde GDO teknolojisi kullanılıyor. Bundaki temel amaçlar hayvanlardaki dayanıklılığını ve ürün verimini artırmak veya daha kaliteli bir dış görünüş elde etmek olabiliyor. Ancak tüm bu yapılanlar doğallığı ve biyolojik çeşitliliği tehlikeye atıyor, ayrıca hayvanlarda bünyenin zorlanması ve hormon bozukluğu gibi ciddi sorunlara sebebiyet verebiliyor.