Tüketimin çok fazla olduğu Plastik Çağında artık yavaş da olsa alışveriş alışkanlıklarımız daha yeşil ve çevreci olmaya başladı. Bu farkındalık günden güne artarken firmalar ise isimlerini ve marka imajlarını temize çekmek ve böylece daha tüketilebilir hale gelebilmek için her gün kendi alanlarında yeni çevreci projeler geliştirmeye başladılar. 

Greenwashing yani Türkçe adıyla Yeşil Yıkama tüketim çağında çevre bilinci kazanmış ve çevreci alışveriş alışkanlıkları edinmiş müşterileri geri kazanabilmek için markaların çevreciymiş gibi görünmelerine ve aslında etkisiz projeleri hayata geçirerek çevreye ihanet etmelerine deniyor. Marka imajı adeta yeşile tekrar boyanarak müşteri gözünde aklanıyor. Böylece marka imajı toplumsal hafızamızda çevreci olarak kalıyor.

 

Şirketler İçin Greenwashing Nedir? 

 

Şirketler için Greenwashing esasında bir marka imajı koruma ve tazeleme girişimidir. Günümüzde artan çevre bilinci ile beraber markaların doğaya verdiği zarar, marka imajında derin yaralar açarak büyük ölçekli kayıplara yol açmaktadır. Çevreye verdiği zararı azaltmak adına herhangi bir girişimde bulunmadan çevreci olduğunu iddia eden yada tüketicinin öyleymiş sanmasına yol açacak şekilde kendini konumlandıran markalar greenwashing yapmış olur. Kazandığı yeni imaj sayesinde toplumsal hafızalarımızda daha iyi ve tüketilirken suçluluk duymayacağımız bir marka olarak yer edinmiş olurlar.

 

Şirketlerin Greenwashing'e Başvurma Nedenleri 

 

Şirketlerin Greenwashing ile aklanmaya çalışmasının en büyük sebebi kuşkusuz değişen alışveriş alışkanlıklarımızın git gide daha bilinçli hale gelmesi ve çevre bilincinin tüm dünyada gün geçtikce giderek artmasıdır. Dünyamızın verdiği alarma artık kayıtsız kalamıyor ve tüketim sırasında tüketimin sebep olabilecekleri hakkında endişelenmeden edemiyoruz. Bu sebeple artık alışveriş tercihlerimizi daha masum yapma eğilimindeyiz. İhtiyaç ve taleplerimiz yenilenerek artıyor olsa da günün sonunda tüketme hazzı suçluluğumuzun gölgesinde kaldığında tadını yitiriyor. Böylece daha bilinçli alışveriş ederek tüketim hazzını suçluluk duymadan yaşayabilmek istiyoruz. Hassasiyetler çağında en büyük hassasiyetlerimizden biri haline gelen doğaya zarar veren her şeyden kurtulmak istediğimiz günümüzde, şirketlerin greenwashing yapmasının bir diğer sebebi ise kuşkusuz tepki çekmeme çabaları. Sosyal medya ve internet sayesinde artık tüketici olarak marka imajını değiştirmek için tek bir tıkımız bile yeterli. Tüketicinin bu talebinin ve hassasiyetlerinin farkına varan fakat yeşil vaatlerinin arkasında durmayan şirketler ise bizleri her gün yeşil yıkamaya maruz bırakarak çevreye zarar vermeye devam ediyor.

 

Greenwashing Yapan Firmayı Nasıl Anlayabiliriz? 

 

2017 yılında yayınlanmış bir habere göre, 1988 senesinden bu yana küresel ısınmaya sebep olan sera gazının toplamının yüzde %77’sinden sadece 100 şirket sorumludur. Bu 100 şirketin yeşil aklama örnekleri ise kuşkusuz her gün önümüze çıkmakta ve toplumsal hafızamızda marka kimliklerini değiştirmeye çabalamaktadır. Greenwashing’in etkisinden korunabilmek ise esasında markayı ve vaatlerini tartmak ve incelemekten geçer. Daha bilinçli bir şekilde vaatleri incelediğimizde bu firmaların netlikten kaçınarak belirsiz bir dil kullandıklarını görebilmemiz mümkündür. Çevre dostu olduklarını iddia eden tasarımların arkasında herhangi bir kanıt yoktur. Yeşil renge bürünmüş ambalaj tasarımları yada marka logoları ise sadece dikkat çekmek ve ilk görüşte çevreci gözükebilmek için bize söylenen ilk yalan olur. Mükemmelliğin altını çokça çizen yeşil yıkama yapan markalar, bu kelimenin gücünden faydalanırken asla kanıt sunmazlar. Alakasız mesajlar vererek dikkatinizi dağıtmak ise kanıt arayışınızı yarıda keseceğinden sık sık bu yönteme başvurarak daha bilinçli bir tavır sergilemenizi engellerler. Kendi kategorisinin en iyisi olduğunun sıkça altını çizen bu marka ve şirketler kendilerini genellikle herkesin tercih ettiği marka olarak lanse ederler.

Büyük şirketlerin ise kendilerinden daha sürdürülebilir ve yeşil alt firmaları bulunabilir. Farklı bir marka olduğunu zannederek aldığımız yeşil, çevreci ve daha organik olan ürünleri üreten firma esasında aynı firma olabilmektedir. Böylece kendi rakiplerini yalnızca kendileri kılarak güçlenmeye devam ederler. Biyoplastiklerde yeşil aklama söz konusu olduğunda en çok gündeme gelen başlıklardan biridir. Aslında organik olmayan bu malzeme tüketicilere organikmiş gibi lanse edilir.